22 Temmuz 2009 Çarşamba

SİGARA YASAĞI VE GDO SERBESTLİĞİ (MERAL TAMER)

Türkiye Fütüristler Derneği Başkanı Ufuk Tarhan, önceki gün Habertürk gazetesinde doğru bir tespit yapmış: “Geleceğin en gözde mesleklerinden biri, genetik gıda denetçiliği olacak!” Gençlerimiz bu uyarıyı eminim dikkate alacaklardır.

TBMM’ye sevkedilmek üzere Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılan “Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasarısı” ile neyin tezgâhlanmakta olduğunu, henüz tam olarak anlayabilmiş değiliz, ancak Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) ve ürünlerinin, sağlığa zarar verip vermediğini denetleyecek uzmanlara, önümüzdeki yıllarda çoook ihtiyaç duyacağımıza kuşku yok. Günümüzün sigara denetçilerinden bile daha popüler olacaklarından emin olabilirsiniz.

Kim doğruyu söylemiyor?

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, bu yasa ile Türkiye’de GDO üretiminin önünün açılacağını söylüyor. Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ise Türkiye’de GDO’lu ürünlerin üretiminin ve ithalatının yasak olduğunu ve bu yasağı kaldırmayı düşünmediklerini ifade ediyor. Aynı hükümetin 2 bakanından biri doğruyu söylemiyor; acaba hangisi?

Peki ya Cemil Çiçek’in açıklamasındaki şu cümleye ne demeli? “GDO’nun küçük çocuk ve bebek besinlerinde kullanılması kesinlikle yasaklanmıştır!” Küçüklere zarar vermesine izin vermeyiz, ama yetişkinlerde önemi yok mu yani?

GDO, bilimsel olarak henüz aklanmış bir teknoloji değil. Bunları üretenlerin, az sayıdaki çokuluslu tarımsal/farmakolojik kimyasal şirket olduğu ve onların da sadece kâr motifiyle hareket ettikleri, çoğumuzun malumu.

Dünyada transgenik ürünler konusunda en gelişmiş merkez ülke olan Amerika’nın ısrarı üzerine Avrupa Birliği Komisyonu, transgenik ürünlere kapıyı araladı; ancak bir şartla: “Ambalajın üzerinde bu gıdaların üretiminde transgenik ürünler kullanılmıştır” yazılacak. Amerika ise gıda ambalajlarında böyle bir ibareye, “Tüketiciyi korkutur” diyerek kesinlikle karşı çıkıyor.

Özel sağlık sigortaları

Bu noktada Hasan Bülent Kahraman’ın önceki gün Sabah’taki yazısından bir alıntı yapmak istiyorum: “Sigara yasağının bu kadar sert uygulanmasında, kapitalizmin matematiği büyük bir rol oynuyor. Sigara ve tütün, onca saltanat sürdükten ve reklama muhatap olduktan sonra nasıl bu noktaya geldi derseniz, cevabı çok açıktır: Özel sağlık sigortası şirketlerinin dayatmasıyla! Tütün ürünleriyle kanser arasındaki ilişki bulunduktan ve kanserin bunca yaygınlaşmasından sonra hatırlandı ve uygulandı bu yasaklama.”

Amerika, “GDO’nun insan sağlığına zarar VERDİĞİ ispatlanmadı” diyerek savunuyor kendi tutumunu. AB ise “GDO’nun insan sağlığına zarar VERMEDİĞİ ispatlanmadı” diyerek ayak diremeğe çalışıyor.

GDO’lar 90’lı yılların başından bu yana geliştirilmeye başlandığı için de uzun süreli ciddi araştırmaların sonuçlanmış olmasına henüz imkân yok. Ya o araştırmalar da sigaraya benzer şekilde sonuçlanırsa?

Nüfusun yaşlanmasından ve teknolojinin ilerlemesi nedeniyle pahalılaşan sofistike tedavi yöntemlerinden dolayı batma noktasına gelen özel sağlık sigortalarının GDO’yu yasaklamak için dayatmalarını mı bekleyeceğiz yine?

Bu soru birkaç gündür benim kafamı fena halde kurcalıyor.

Meral TAMER
Kaynak: Milliyet 22.7.2009

http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=1120069&AuthorID=55&Date=22.07.2009&b=Sigara%20yasagi%20ve%20GDO%20serbestligi&a=Meral%20Tamer&ver=25

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder