"Bütün toplum katmanlarının GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) konusundaki gelişmeleri yakından takip etmeli"
Karaot Köyü Tohum Derneği 11.07.2009 Cumartesi günü Turgutlu Toplumsal Dayanışma ve Kültür Merkezi Derneğini ve gazetemizi ziyaret etti. Dernek ziyaretinde Toplumsal Dayanışma Merkezinin bugüne kadar yürüttüğü çalışmaları ve daha sonra yapacağı işler hakkında bilgi aldı.
Baz istasyonlarının şehir dışına taşınması, kemikunu fabrikasının yerleşim yerlerine yakın yerlerden uzaklaştırılması, Gediz Nehri’nin şehir ve sanayi atıklarıyla kirletilmesine ve Çaldağı nikel madenine karşı yürütülen mücadeleleri desteklediklerini belirten ve Karaot Tohum Derneği adına konuşan dernek sekreteri Feray Karapınar günümüzde yaşanan olumsuzlukların ana kaynağının değişen dünya düzeni ve kar hırsıyla hareket eden küresel kapitalist sermaye olduğunu dile getirdi. Her türlü haksız uygulamanın başka bir haksızlığa yol açacak bir plan için olduğunu ifade eden Karapınar artık günümüzde bu çıkar çevrelerine karşı topyekun örgütlenmenin kaçınılmaz olduğunu vurguladı .
“Çiftçilerden herhangi bir ücret talebi yok.”
Dernek yönetim kurulu üyesi Mustafa Soytürk’de artık günümüzde çıkan bir çok ulusal ve uluslararası kanunun küçük çiftçiyi daha da zor şartlarda yaşamaya iten ucuz iş gücü yaratmak adına onaylandığını söyledi. Soytürk derneklerinin yaptığı çalışmaları da kısaca şöyle özetledi; derneğimiz günümüz koşullarında kaybolmaya yüz tutan yenilebilir tüm çeşitleri (bunlara hayvan gıdaları da dahil) araştırarak tespit ediyor. Sonrasında bu bitki ve tohum türlerini, bulunduğu köy koşullarından fazla uzaklaştırmadan orada çoğaltıyor. Bunu yaparken tohumun kimden bulunduğu, nasıl muhafaza edildiği, verimi vb.. birçok konuyu da not ediyor. Daha sonra yetiştirilen tohumluklar eksikliği tespit edilen değişik çiftçilere ulaştırılıyor.
Çiftçilerden herhangi bir ücret talebi yok. Fakat verilen tohumluklarından yetiştirilen ürünlerden derneğe tohum ayrılması sağlanıyor. Böylece hem yetiştirici, sağlıklı geleneksel ürün tüketip bir dahaki yıla tohum alıyor. Hem de dernek daha çok tohumluk üretmiş oluyor.
Mustafa Soytürk yaptıkları çalışmada yirmi otuz hatta elli yıldır ekilip dikilen türlerin kullanıldığını da ifade etti. Turgutlu’lu çiftçilere de çağrıda bulunuyoruz. Ellerinde dedelerimizden kalan geleneksel tohumlar bulunanlar, bizimle irtibata geçsinler karşılıklı tohum takasında bulunalım.
“Genetiği Değiştirilmiş Tohumlara mecbur kalacağız”
Dernek Saymanı Yaşar Özcan da derneğin amaçlarını sıralarken iki yıl önce kabul edilen ve 2011 yılında yürürlüğe girecek olan yeni tohum kanunun çiftçinin artık birbiri arasındaki tohum alışverişini suç saydığını bu alışverişin yapılamaması halinde yüzlerce yerel türün yok olacağını sonuçta da çiftçinin ve üreticinin sürekli almak zorunda olacağı kısırlaştırılmış tek yıllık hibrit ve Genetiği Değiştirilmiş Tohumlara mecbur kalacağını söyledi. Bütün toplum katmanlarının GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) konusundaki gelişmeleri yakından takip etmesi ve toplumun bu konuda son derece bilinçlenip uyanık olmasını gerektiğini belirtti. Yaşar Özcan bununda ileriki yıllarda yaşanacak kıtlık susuzluk ve savaş gibi hallerde ülkelerin gücünü azaltacağı ve yaşanan gıda karmaşası içinde toplu ölümlerin yaşanacağını belirtti. Bu çerçevede bir çalışmalarının olduğunu anlatan Özcan işlerinin çok zor olduğunu bildiklerini fakat gıda ve bununla ilgili konuların toplumun tamamını ilgilendirdiği için gerekli toplumsal desteği yakın zamanlarda göreceklerini anlattı. Her iki dernek üyeleri da bundan sonra yapılacak her türlü faaliyette mümkün olduğunca ortak hareket edilmesi gerektiğini, bu küresel saldırılar püskürtmenin ancak iyi örgütlenmelerle mümkün olacağını dile getirdiler.
Turgutlu Dayanışma Merkezi’ne yürüttüğü tüm çalışmalar için ve özellikle Çaldağı’ndaki nikel madenine karşı olan haklı mücadelelerinde başarılar dilediler. Gazetemizi de çevre konularındaki duyarlı yayınlarından dolayı tebriklerini sundular.
TURGUTLU YANKI GAZETESİ 15 Temmuz 2009
Karaot Köyü Tohum Derneği 11.07.2009 Cumartesi günü Turgutlu Toplumsal Dayanışma ve Kültür Merkezi Derneğini ve gazetemizi ziyaret etti. Dernek ziyaretinde Toplumsal Dayanışma Merkezinin bugüne kadar yürüttüğü çalışmaları ve daha sonra yapacağı işler hakkında bilgi aldı.
Baz istasyonlarının şehir dışına taşınması, kemikunu fabrikasının yerleşim yerlerine yakın yerlerden uzaklaştırılması, Gediz Nehri’nin şehir ve sanayi atıklarıyla kirletilmesine ve Çaldağı nikel madenine karşı yürütülen mücadeleleri desteklediklerini belirten ve Karaot Tohum Derneği adına konuşan dernek sekreteri Feray Karapınar günümüzde yaşanan olumsuzlukların ana kaynağının değişen dünya düzeni ve kar hırsıyla hareket eden küresel kapitalist sermaye olduğunu dile getirdi. Her türlü haksız uygulamanın başka bir haksızlığa yol açacak bir plan için olduğunu ifade eden Karapınar artık günümüzde bu çıkar çevrelerine karşı topyekun örgütlenmenin kaçınılmaz olduğunu vurguladı .
“Çiftçilerden herhangi bir ücret talebi yok.”
Dernek yönetim kurulu üyesi Mustafa Soytürk’de artık günümüzde çıkan bir çok ulusal ve uluslararası kanunun küçük çiftçiyi daha da zor şartlarda yaşamaya iten ucuz iş gücü yaratmak adına onaylandığını söyledi. Soytürk derneklerinin yaptığı çalışmaları da kısaca şöyle özetledi; derneğimiz günümüz koşullarında kaybolmaya yüz tutan yenilebilir tüm çeşitleri (bunlara hayvan gıdaları da dahil) araştırarak tespit ediyor. Sonrasında bu bitki ve tohum türlerini, bulunduğu köy koşullarından fazla uzaklaştırmadan orada çoğaltıyor. Bunu yaparken tohumun kimden bulunduğu, nasıl muhafaza edildiği, verimi vb.. birçok konuyu da not ediyor. Daha sonra yetiştirilen tohumluklar eksikliği tespit edilen değişik çiftçilere ulaştırılıyor.
Çiftçilerden herhangi bir ücret talebi yok. Fakat verilen tohumluklarından yetiştirilen ürünlerden derneğe tohum ayrılması sağlanıyor. Böylece hem yetiştirici, sağlıklı geleneksel ürün tüketip bir dahaki yıla tohum alıyor. Hem de dernek daha çok tohumluk üretmiş oluyor.
Mustafa Soytürk yaptıkları çalışmada yirmi otuz hatta elli yıldır ekilip dikilen türlerin kullanıldığını da ifade etti. Turgutlu’lu çiftçilere de çağrıda bulunuyoruz. Ellerinde dedelerimizden kalan geleneksel tohumlar bulunanlar, bizimle irtibata geçsinler karşılıklı tohum takasında bulunalım.
“Genetiği Değiştirilmiş Tohumlara mecbur kalacağız”
Dernek Saymanı Yaşar Özcan da derneğin amaçlarını sıralarken iki yıl önce kabul edilen ve 2011 yılında yürürlüğe girecek olan yeni tohum kanunun çiftçinin artık birbiri arasındaki tohum alışverişini suç saydığını bu alışverişin yapılamaması halinde yüzlerce yerel türün yok olacağını sonuçta da çiftçinin ve üreticinin sürekli almak zorunda olacağı kısırlaştırılmış tek yıllık hibrit ve Genetiği Değiştirilmiş Tohumlara mecbur kalacağını söyledi. Bütün toplum katmanlarının GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) konusundaki gelişmeleri yakından takip etmesi ve toplumun bu konuda son derece bilinçlenip uyanık olmasını gerektiğini belirtti. Yaşar Özcan bununda ileriki yıllarda yaşanacak kıtlık susuzluk ve savaş gibi hallerde ülkelerin gücünü azaltacağı ve yaşanan gıda karmaşası içinde toplu ölümlerin yaşanacağını belirtti. Bu çerçevede bir çalışmalarının olduğunu anlatan Özcan işlerinin çok zor olduğunu bildiklerini fakat gıda ve bununla ilgili konuların toplumun tamamını ilgilendirdiği için gerekli toplumsal desteği yakın zamanlarda göreceklerini anlattı. Her iki dernek üyeleri da bundan sonra yapılacak her türlü faaliyette mümkün olduğunca ortak hareket edilmesi gerektiğini, bu küresel saldırılar püskürtmenin ancak iyi örgütlenmelerle mümkün olacağını dile getirdiler.
Turgutlu Dayanışma Merkezi’ne yürüttüğü tüm çalışmalar için ve özellikle Çaldağı’ndaki nikel madenine karşı olan haklı mücadelelerinde başarılar dilediler. Gazetemizi de çevre konularındaki duyarlı yayınlarından dolayı tebriklerini sundular.
TURGUTLU YANKI GAZETESİ 15 Temmuz 2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder